Taşımalı Sistem Üniversite Hocalığı!!!!

Kendimce doğru olmadığını düşündüğüm bir konudan bahsetmek istiyorum.

Şebinkarahisar'daki üniversitemizde görev yapan müdürlerin ve öğretim görevlisi hocaların Şebinkarahisar'da değil de il merkezinde ikamet etmesi!!!!

Taşımalı öğrenci kelimesine kulaklarımız alıştı ama taşımalı hoca işi bizi bozar bilesiniz.

Üniversitemizin müdürleri, müdür yardımcıları ve  hatta öğretim görevlisi hocalarımızın bir çoğu derslerini verip memleketi terk ediyor. Giresun merkezde oturuyor.

Maaşı buradaki üniversitede kazanıp, haftanın iki üç günü zoraki ilçemizde kalıp gideceksin.

Bu durum açıkçası beni rahatsız ediyor.

Sizleri etmiyor mu?

Yazımın devamı haklı gerekçelerimle  Yeni Şebinkarahisar Gazetesi' de dediğimde bazı örnekler verilerek normal  bir durum olduğu kanısına  varanlar oldu. Fakat bu kıyaslamayı yapanlar coğrafi konumu unuttu, ismini daha çok duyurması gereken okulumuzu unuttu...

Belki aralarında sağlık v.b özel  nedeniyle bu yolu seçmiş olanlar da vardır. Onları bilemediğim için bu yazının dışında tutuyorum.

Ben Çanakkale'de yaşıyorum.İl merkezine en uzak ilçe bile bir saat bile sürmüyor.

Ya Şebinkarahisar'da !!!

2300'lü  rakımları aşarak ulaşılan bir ilçe mevcut. Ve her seferinde il merkezine uzaklığı öne sürerek vadiye bir il gerektiğini yazıp çiziyoruz.

Ellerimizi başımızın arasına alıp düşünelim...

Bir okulun özellikle  idarecilerinin üniversiteye 2.5 -3 saat mesafedeki il merkezinde oturma gereksiniminin haklılığından kimse bahsetmesin.

 Bu en çok o okulda okuyan öğrencilere haksızlık olur.

Ayrıca o üniversitede yıllarca okul müdürlüğü yapmış tecrübeli memleketimin güzel insanları var. En azından idarecilerimizi memleketimizde yaşayan tecrübeli isimlerden   yapmak akıllıca bir çözüm olacaktır.

Bunu neden yapmıyoruz???

Ha bir de şu algı var.

Derse girmek demek hocaların tüm sorumluluğunun bitmesi demek değildir.

Bunu nerden çıkardın diyenleri duyar gibiyim.Yükseköğretim kanunu okuduğumuzda bunu kolayca anlayabiliyoruz.

Derse girme dışında rehberlik hizmetleri, staj gibi konularda öğrencinin desteklenmesi ve takip edilmesi  gerektiği yazmaktadır.

Üniversite okul müdürlerinin, müdür yardımcılarının ve öğretim görevlisi hocaların ilçede ikamet etmeyerek bir iki güne sıkıştırılmış  eğitimin sakıncaları neler olabilir ???

1- İlçe ve il merkezleri arasındaki mesafe, öğretim görevlilerinin ders saatlerinde uzun süreli yolculuk yapmalarını gerektirmektedir. Bu durum hem öğretim görevlileri için hem de öğrenciler için olumsuz sonuçlar doğurabilir.

(Giresun'a gezmeye bile gidip gelsem ciddi bir yorgunluk oluyor bende.)

2- Öğretim Kalitesi:  Öğretim görevlilerinin uzun yolculuklar yaparak ders vermeleri, yorgunluk ve stres gibi etmenlerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu durum, derslerin öğretim görevlileri için daha az etkili ve verimsiz geçmesine sebep olabilir. Öğrenciler, yorgun ve enerjilerini kaybetmiş bir öğretim görevlisinden bekledikleri bilgi ve ilhamı alamazlar.

3-  Öğrenci İlgisi: Uzun ve yorucu yolculuk sonrası derslere katılan öğretim görevlileri, kendilerini daha motive edebilmek ve dersin gerektirdiği ilgiyi gösterebilmek konusunda zorluklar yaşayabilirler. Bu, öğrencilerin dersi takip etme isteğini azaltabilir ve öğrenci-öğretim görevlisi etkileşimini olumsuz etkileyebilir.

4- Ekonomik Yük: Uzun yolculuklar  öğretim görevlileri için ekonomik zorluklar doğurabilir. Ulaşım, yakıt ve zaman kaybı gibi maliyetler, öğretim görevlilerini olumsuz etkileyebilir. Bu durum, hem maddi hem de manevi açıdan yıpratıcı olabilir.

5- İletişim ve Takip: İlçede oturmayan öğretim görevlilerinin, öğrencilerle öğretim dışında etkileşim kurma ve takip etme imkanları sınırlı olabilir. Öğretim görevlilerinin öğrencilerin akademik gelişimlerini yakından izlemesi ve desteklemesi, eğitim sürecinin verimliliği açısından önemlidir. Uzaklık, bu iletişimi olumsuz etkileyebilir.

Üniversitelerdeki öğretim görevlilerinin ilçede oturmayarak ders vermesi bence uygun bir durum değildir.

Hem öğretim kalitesi hem de öğrencilerin eğitiminden en iyi şekilde faydalanması açısından, ilçede oturmak ve bu şekilde öğrencilere daha fazla zaman ayırmak optimal bir çözüm olabilir. Bu sayede öğretim görevlileri daha iyi hazırlık yapabilir, öğrencilerin sorularını yanıtlayabilir ve daha fazla etkili bir öğretim yapabilirler. Bu da hem öğrencilerin başarısını artırır, hem de üniversitelerin akademik standardını yükseltir.

Bir vatandaş olarak gördüğüm bu olumsuz durumu masaya yatırmak en doğal hakkım.

Size bir şey tavsiye edeyim. Üniversite öğrencisinin birini  yolda durdurup dersler nasıl gidiyor diye sorun bakalım!! Ne cevap alacaksınız?

Ben sordurdum ve aldığım cevap yüzümüzü önümüze eğdirdi. (Bütün bölümler için geçerli değil bunu belirteyim. Özelikle Sağlık Hizmetleri MYO'nun düzenli olduğu bilgisini aldım.)

Para kazandığı şehri sevmeyen esnaftan,

Atandı okulu sevmeyen öğretmenden,

Atandığı ilçeden kaçma planı yapan kaymakamdan,

Gününü dolduran kurum amirinden,

Bana dokunmayan yılan çok yaşasın diyen rektörden kimseye fayda gelmez.

Dilim biraz sivri. Kusura bakmayın. Yazı hoşunuza gitmemiş olabilir.

Çünkü doğrular acıdır...

Kalın sağlıcakla.